Bundan 21 yıl önce, ABD öncülüğündeki güçler Afganistan'da savaş esirlerine yönelik büyük bir katliama imza attı.

ABD'nin Afganistan'ı işgali ve Taliban yönetimini devirmesinin ardından, ABD'nin desteklediği Kuzey İttifakı güçlerince esir alınan birçok savaşçı bu katliamda öldürülecekti.

Katliama giden yol

ABD'nin 7 Ekim tarihinde başlayan Afganistan işgali, şiddetli bir hava bombardımanına sahne oldu.

Hava bombardımanının ardından ABD öncülüğündeki Kuzey İttifakı güçleri, Afganistan'ın kuzeyinden başlayarak Taliban'a karşı ilerledi.

ABD saldırısı karşısında hazırlıksız olan birçok bölgede Taliban, ABD destekli güçlerin ilerleyişi karşısında tutunamayarak geri çekildi.

Taliban rejiminin düşüşü sırasında, Afganistan'ın kuzeyinde yerli ve yabancı çok sayıda cihat yanlısı savaşçı, can güvenlikleri karşılığında Kuzey İttifakı güçlerine teslim oldu.

Teslim olma anlaşmasının karşı tarafındaki isim ise, Özbek asıllı Afgan savaş ağası Abdurreşid Dostum'du.

Kansız biçimde bölgeleri ele geçirmelerini "büyük bir zafer" olarak niteleyen Dostum, daha sonra ABD ile birlikte bölgede senelerce unutulmayacak katliamlara imza atacaktı.

Teslim olan cihat yanlılarının büyük kısmı Cevzcan ilindeki Şibirgan hapishanesine nakledildi.

Bunların içlerinden yabancı olanlar, Belh ilindeki Kale-i Cengi isimli, eski bir kaleden bozma hapishaneye aktarıldı.

Şibirgan'da kalan yerli Taliban mensuplarının binlercesi, kısa bir süre sonra başka hapishanelere nakledilme bahanesiyle çöllerde konteynerlere doldurulacak, bu konteynerlerde kurşuna dizilerek öldürülecek, bu katliam da Deşt-i Leyli katliamı olarak anılacaktı.

Kale-i Cengi katliamı

Kale-i Cengi'ye nakledilen yabancı cihat yanlısı savaş esirleri için bölgeye ABD güçlerinin gelmesi, yaşanacak katliamın bir habercisiydi.

Yaklaşık 500 savaş esirinin olduğu Kale-i Cengi'de ABD'nin sorgulamalara başlaması ve savaş esirlerinin Dostum'un sözünü tutmayacağını anlamış olması, kapsamlı bir isyana neden olacaktı.

Bir CIA çalışanının yabancı savaş esirlerince 25 Kasım 2001 tarihinde öldürülmesiyle başlayan isyan yaklaşık 6 gün sürdü.

Kuzey İttifakı güçlerinin ilk aşamada Kale-i Cengi'den çekilmesiyle ABD bölgeye takviye birlikler gönderdi.

Oldukça küçük bir alandaki Kale-i Cengi ABD savaş uçakları tarafından şiddetli bir şekilde bombalandı. Daha sonra tanklar ve zırhlı araçlar, birçoğu silahsız olan savaş esirlerinin bulunduğu hapishaneyi bastı.

Teslim olmayı reddeden son yabancı savaşçılar da, Kale-i Cengi içerisine soğuk su basılarak teslim olmaya zorlandı.

Yalnızca 86 kişi baskından sağ kurtulurken, aralarında Arap, Özbek, Türkistanlı, Çeçen gibi birçok milletten yabancı savaş esirinin olduğu yüzlerce kişi öldürüldü.

Sağ kalanlar ABD tarafından Guantanamo başta olmak üzere çeşitli kamplara gönderildi.

Katliama tanık olan bazı yabancı savaşçılar, Kale-i Cengi'de bir isyan olmadığını, ABD'nin bölgede yabancı savaşçıları ortadan kaldırmak için bir katliam planladığını savundu.

ABD ve Kuzey İttifakı, insan hakları ihlalleri ile suçlansa da Kale-i Cengi katliamının üzeri örtüldü.

İnsan hakları kuruluşlarının soruşturma çağrıları ABD ve İngiltere tarafından reddedildi.

Kaynak: Mepa News