Hamas'ın siyasi kanadının önde gelen isimlerinden Halid Meşal'in geçmişte yaptığı ve Hamas'ın finansman kaynaklarına odaklanan bir röportajı, İran'ın desteği konusundaki tartışmaların yeniden alevlenmesiyle gündeme geldi. Meşal, röportajda özellikle İran'ın Hamas'a tek finansör olduğu izlenimini yaratma çabalarına karşı çıkarak, hareketin mali kaynaklarının çeşitliliğini ortaya koydu.
"Kimse 'en çok ben verdim' dememeli"
Meşal, Filistin'e ve direnişe gelen mali desteğin tek bir kaynaktan gelmediğini vurguladı. Açıklamasında, desteğin Arap ve Müslüman coğrafyasının genelinden geldiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Yani kimse 'Diğerinden daha çok verdim.' dememeli; para Filistin'e ve Filistin'in tamamına geldi. Hamas ve direnişin tamamı için. Tüm Araplardan ve Müslümanlardan geldi. Filistin tarihinde Arap parasının en çok olduğu şüphesizdir ama Müslümanlar da bize kimseyi adlandırmadan verdiler ve burada sadece devlet fonlarından bahsetmiyorum."
Hamas lideri, Arap ve Müslüman halkın gönüllü desteklerine özel bir parantez açarak bu fonları "en safı" olarak nitelendirdi. Aynı zamanda, resmi devlet fonlarını da memnuniyetle karşıladıklarını ekledi.
İran iddialarına kesin yalanlama
Röportajda Meşal'e, Hamas'ın fonlarının iddia edildiği gibi tamamen İran'dan mı geldiği sorusu yöneltildi. Meşal, bu iddiaları kesin bir dille yalanlayarak, hareketin finansal yapısının çok yönlü olduğunu teyit etti.
"Kesinlikle, para birden fazla taraftan geliyor; hem resmi hem de halktan."
Meşal, Hamas'a gelen fon kaynaklarını daha da detaylandırarak, yalnızca tek bir ülkeye bağımlı olmadıklarını kanıtladı:
"Evet, Arap devletlerinden gelen fonlar var, Müslüman devletlerden gelen fonlar var ve ayrıca halktan gelen fonlar da var, hem Müslüman halktan hem de İslami halktan."
Halid Meşal'in bu açıklamaları, Hamas'ın sadece İran'a bağımlı bir hareket olmadığı, aksine Sünni Arap ve geniş İslami dünyadan hem resmi hem de halk tabanlı güçlü bir mali destek ağına sahip olduğu mesajını net bir şekilde iletiyor.