Taliban'ın Afganistan'da ilk iktidar olduğu 1996-2001 döneminde bir kadının Kabil stadyumunda infaz edildiği görüntüler çokça konuşulmuş sürekli olarak gerek yerli gerekse yabancı Taliban muhalifi taraflarca gündeme getirilmişti.

1996-2001 yılları arasında Taliban'ın Afganistan'da iktidar olduğu dönemde Pakistan Büyükelçisi olan Abdusselam Zaif, "Talibanla Geçen Hayatım" adlı kitabında Birleşmiş Milletler'in Taliban'ı suçlayıcı ifadelerinin gerçekleri yansıtmadığını öne sürmüştü.

Zaif'e göre Birleşmiş Milletler ve Batılı basın kuruluşları, Taliban'ın ilk iktidar döneminde uygulanmış olan İslam hukukundaki kısas cezasının bir örneğini bağlamından kopararak dünyaya servis etmekteydi.

İslam hukukunda kısas, bir cinayete karşılık failin öldürülmesi veyahut mağdur olan kimselerde meydana gelen fiziki zararlara yol açan kişileri benzeri biçimde cezalandırılmasıyla sonuçlanıyor.

Bu kapsamda mağdurun yakınlarına ister kan bedeli (diyet) ister de mali uzlaşma hakkı tanınıyor.

Batılı kaynaklar, Taliban'ın iktidarda olduğu dönemde bir kadının masum bir şekilde infaz edildiğini öne sürüyordu.

FiXu4VSaMAQkkAO

"Amaç Taliban'ı karalamak"

Eski Büyükelçi Zaif ise kitabında bu tür yanlış iddialarla Taliban'ın karalanmasının hedeflendiğini belirtiyordu. 1990'lu yıllarda Kabil Stadyumu'nda halka açık bir şekilde infaz edilen Zamina isimli kadının hikayesinin, Batı merkezli basına yansıyan şeklinden çok daha farklı bir biçimde geliştiği ortaya çıktı.

Zaif de, kadının eşini kendi elleriyle öldürüp daha sonra suçunu itiraf ettiği bilgisine halihazırda kitabında yer vermişti. Ancak kadının infaz edildiğine dair görüntüler Birleşmiş Milletler'e ulaşmış ve kamuoyunda büyük tepki toplamıştı.

Ancak yapılan son araştırmalar, söz konusu infaz sürecinin Batılı kaynakların sunduğu gibi gelişmediğini gösteriyor.

Japonya'nın devlet üniversitelerinden biri olan Tsukuba Üniversitesi'nde Engellilik Araştırmaları konusunda doktora öğrencisi olan Afgan Idrees Naeemy, infazın gerçekleşmeden öncesindeki arka plana açıklık getirdi.

Naeemy'nin komşu ve yakın akrabalarına dayandırdığı bilgilere göre, aslen Pagmanlı olan Zamina adlı kadın, eczaneden çeşitli ilaçlar satın alıp bunları yaptığı yemeğe kattı. Yemeği yiyen Zamina'nın eşi zehirlenmesinin ardından bilincini kaybederek bayıldı.

Bayılmasının ardından kadın, çekiçle eşinin kafasına defalarca vurarak onun ölümüne sebep oldu. Zamina, ölen eşinin cesedini avludaki su kuyusuna saklamıştı.

Fakat Zamina'nın kızları cinayetin gerçekleştiği bilgisini amcalarına iletmişti. Öldürülen adamın erkek kardeşi ise derhal söz konusu durumu Taliban yetkililerine bildirmişti.

Taliban yetkilileri, cinayet hakkında bilgi elde etmelerinin ardından Zamina'yı ve ona ilaçları satan eczacıyı gözaltına almıştı. Gözaltına alınan Zamina, cinayeti işlediğini itiraf etmişti. Öldürdüğü kocasının kardeşi yetkililerden kısas cezası talep etmişti.

Hamile olduğu için ceza ertelendi

Ancak Taliban yetkilileri, Zamina'nın o dönem ikiz bebekleri olması nedeniyle kısas cezasının uygulanamayacağına hükmetmişti. Kadın böylece cezaevine nakledilmişti.

Olayın üzerinden 2,5 yıl geçmesi sonrasında öldürülen adamın erkek kardeşi, Taliban mahkemesinden kısas cezası isteğini yineledi.

Kadın için bu sefer geçerli bir mazeret olmadığına hükmedilmiş ve Zamina, Kabil'deki Ghazi Stadyumuna götürülmüştü. Orada öldürülen adamın erkek kardeşi tarafından Zamina'ya kısas cezası uygulanmıştı.

Olayın arka planı hakkında bilgi sahibi olmadan yabancı bir gazeteci, infaz anlarını görüntülemiş ve bağlamından koparılacak bir şekilde görüntülerin dünya basınına servis edilmesine sebep olmuştu. Kadının çocuklarının velayeti amcalarına verilmiş ve çocuklar amcaları tarafından büyütülmüştü.

2-006.jpeg

Zaif'in kitabından olaydan bahsettiği kısım

Ancak olayın yeni aydınlanan detayları, Batılı medya kuruluşlarınca ortaya atılan iddiaları hiçe sayacak nitelikte.

Batı ülkeleri merkezli basın kuruluşları birçok kez Afganistan hakkında yalan haberlere ortaya atmıştı.

Dahası, CIA'in sızdırılan belgelerinde yabancı basın kuruluşlarından Afganistan'daki kadınların işkenceye ve kötü muameleye uğradığı yönünde yalan haberler üretmeleri isteniyordu.

Kaynak: Mepa News