Suriye'yi on yıllarca demir yumrukla yöneten Baas rejiminin ve Beşşar Esed'in devrilmesinin üzerinden tam bir yıl geçti. 13 yıl süren, yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği ve milyonlarcasının yerinden edildiği yıkıcı iç savaşın ardından ülke, 8 Aralık Hürriyet Günü'nün birinci yıl dönümünde ilk kez sadece savaşla değil, toparlanma çabalarıyla anılıyor. Elektrik ve su gibi temel hizmetlerdeki kısmi iyileşmeler, yeniden açılan okullar ve canlanan kültür sanat hayatı, Suriye'nin enkaz altından çıkma iradesini gösteriyor. Halk, yıllar sonra ilk kez plan yapabilme duygusunu yeniden kazanırken, eğitim ve günlük yaşamda "normale dönüş" sinyalleri güçleniyor.
Türkiye'nin toprak bütünlüğünü önceleyen desteği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istikrar vurgusuyla şekillenen yeni süreçte, Şam yönetimi uluslararası arenada da muhatap kabul edilmeye başlandı. Suriye lideri Ahmed Şara'nın yürüttüğü denge politikası, Riyad ve Washington hatlarında karşılık buldu.
Diplomatik bahar ve Sezar yaptırımlarında esneme
Bu yeni dönemin en somut çıktısı, ABD Başkanı Donald Trump ile Ahmed Şara arasında gerçekleşen görüşmelerin ardından geldi. Beyaz Saray, Suriye ekonomisini felç eden Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımları, insani yardımı ve yeniden imarı desteklemek amacıyla 180 gün süreyle kısmen askıya aldı. Trump'ın "Düşmanlık yerine ilerlemeyi teşvik edeceğiz" açıklaması, Suriye için "denetimli esneklik" döneminin başladığını tescilledi.
Diplomatik yumuşama, yatırımcıların da rotasını Şam'a çevirmesine neden oldu. Enerji, ulaştırma ve altyapı projeleri için Körfez ülkeleri başta olmak üzere yabancı sermaye ile görüşmeler hız kazanırken; Türkiye, Lübnan ve Ürdün gibi komşularla ticaret yollarının canlandırılması hedefleniyor. Riskler devam etse de Suriye, 13 yılın ardından ilk kez "ne kaybettiğiyle" değil, "ne kurabileceğiyle" dünyanın gündemine geliyor.




