Trump yönetimi, Harvard Üniversitesi'ne yönelik ciddi suçlamalarda bulundu ve üniversitenin Yahudi ve İsrailli öğrencilerin sivil haklarını ihlal ettiğini öne sürdü. Bu iddialar, Harvard'ın anti-soykırım protestoları sonrası belirli talepleri yerine getirmeyi reddetmesinin ardından geldi.
Pazartesi günü Harvard rektörü Alan Garber'e gönderilen bir mektupta, federal bir görev gücü, "Harvard'ın bazı durumlarda kasıtlı olarak kayıtsız kaldığını ve diğerlerinde Yahudi öğrenciler, öğretim üyeleri ve personel üzerinde antisemitik tacizde bulunmaktan bilinçli olarak katılımcı olduğunu." iddia etti. Mektup, Harvard'ın bu durumu değiştirmemesi halinde tüm federal finansal kaynaklarını kaybedeceği uyarısını da içeriyordu.
Son aylarda, elit üniversiteler ile Trump yönetimi arasında gerilimler artmış durumda. Trump, kampüslerde anti-soykırım protestolarına izin verilmesinin ardından, "radikal ideolojilerin" hakim olduğu kurumları "geri almak" için çaba harcayacağını belirtti. Yönetim, bu eylemleri, Gazze'deki soykırıma karşı yapılan ulusal protestoların ardından antisemitizme karşı bir mücadele olarak çerçeveliyor.
Nisan ayında, yönetim Harvard'a bir dizi talep göndermişti. Bu talepler arasında profesörlerin denetimleri, disiplin cezası alan uluslararası öğrencilerle ilgili raporlar ve tüm bölümlerde "görüş çeşitliliğini" denetleyecek dış bir yetkilinin atanması yer alıyordu. Harvard, bu talepleri reddetti ve yönetimi "misilleme" ve "kanunsuz" olmakla suçlayarak dava açtı.
Trump yönetimi, Harvard'a yönelik 2.5 milyar dolarlık federal hibe fonunu dondurdu, uluslararası öğrenci kabulünü engellemeye yönelik adımlar attı ve vergi muafiyetini kaldırmakla tehdit etti.
Harvard, Pazartesi günü yapılan suçlamalara yanıt olarak, kampüste antisemitizmle mücadele için "önemli, proaktif adımlar" attığını ve "nefret, önyargı ve ayrımcılığa karşı önemli ilerlemeler kaydettiğini" belirtti. Üniversite, Yahudi ve İsrailli topluluğun Harvard'da saygı gördüğünü ve başarılı olabilmesi için gerekli ortamın sağlanmasına kararlı olduğunu ifade etti.
Trump yönetimi, Columbia, Cornell ve Northwestern gibi önde gelen üniversitelere de benzer baskılar yapmaya devam ediyor. Üniversiteler ise yönetimin eylemlerinin akademik özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini, ayrıca kritik bilimsel araştırmalar üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirtiyor.
