Mübarek Ramazan ayı geldi. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar oruç tutuyor, aileleriyle vakit geçiriyor ve kendilerini dua ve ibadete adıyor. Ancak biz Gazze'deki Müslümanlar için bu mübarek ay kalp kırıklığı ve yasla dolu.

Beş aydan fazla bir süredir İsrail ordusunun katliamlarına, hastalıklara, açlığa ve susuzluğa katlanıyoruz. Ramazan'la birlikte İsrail'in şiddeti ve vahşeti ne durdu ne de azaldı.

Birçoğumuz oruç tutmak için sofraya yemek koymaya ya da namaz kılmak için güvenli bir yer bulmaya çalışırken, geçmiş Ramazanların hatıraları içimizi ısıtıyor. İsrail insansız hava araçlarının vızıltısı ve patlama sesleri arasında gözlerimi kapatıyorum Ramazan ayının ihtişamını yâd ediyorum.
 
Bu mübarek ay için hazırlıklar her zaman erken başlardı. Birkaç hafta öncesinden insanlar tüm Ramazan ihtiyaçları için alışverişe çıkarlardı.

Gidilecek favori yerlerden biri tarihî şehir merkezi ve onun geleneksel pazarı Al-Zawiya olurdu. Burada tüm geleneksel Ramazan yiyecekleri bulunabilirdi: Ekşi turşular, en iyisinden hurmalar, lezzetli zeytinler, aromalarıyla havayı dolduran baharatlar, kekik, qamar al-din [genelde Ramazan’da tüketilen Suriye kökenli bir içecek; kayısı nektarı] yapmak için kuru kayısı ezmesi, kuru meyveler ve en popüler olanı khoroub (keçiboynuzu) olmak üzere çeşitli meyve suları.

Yeni kıyafetler de almak gerekirdi elbette. Namazlıklar, kızlar için süslü elbiseler ve erkekler için şık giysiler almak adettendi.

Çocuklar, ebeveynlerinin ellerinden tutarak, raflarda sergilenen ve üzerinde "hallou ya hallou, Ramadan Kareem ya hallou" (canım, canım, Ramazan’ın mübarek olsun canım) yazan renkli fenerlerden almalarını isterlerdi.

Whatsapp Görsel 2024 03 18 Saat 17.29.10 E9041A49

Sokaklar insanlarla dolup taşar, süslemeler her yeri kuşatır, neşeli Ramazan şarkıları söylenirdi. Bu heyecanlı bekleyiş, başka hiçbir şeye benzemezdi.

Ramazan'ın ilk gününün arifesinde Gazze'nin mahalleleri teravih namazı sesleriyle dolardı. Çocuklar geç saatlere kadar sokaklarda oynar; ellerinde fenerler ile ilahiler, şarkılar söyler ve mübarek ayın başlangıcını kutlamak için havai fişekler patlatırlardı.

Aileler sahur yemeğini paylaşmak ve birlikte sabah namazını kılmak için bir araya gelirdi. Sonra bazıları uyur, diğerleri okula veya işe giderdi. Öğleden sonra herkes eve döner ve Kur'an-ı Kerîm okuma vakti gelirdi. Çocuklar evde ya da camilerde ayetleri okur ve ezberlerdi. Ebeveynler ve büyükanne ve büyükbabalar, çocuklara ve torunlara peygamberlerin kıssalarını anlatırdı.

Sonra iftar için yemek hazırlama zamanı gelirdi. Gün batımından bir saat önce tüm mahalle çeşitli yemeklerin lezzetli kokusuyla dolardı. Her evin mutfağı harıl harıl çalışan insanlarla dolu olurdu: Kimisi maklube (pirinç ve sebzeli bir et yemeği), kimisi musakhan (bir tavuk yemeği) ve kimisi de muhliye (bir tür ebegümeci çorbası) yapıyor olurdu.

Bu arada, bir komşu uğrayıp ailesinin yeni yaptığı yemeklerle dolu bir tabak getirirdi ve elbette eve eli boş dönmesine izin verilmezdi.

Volvo İsrail'i destekliyor mu? Volvo İsrail'i destekliyor mu?

Gün batımı yaklaşırken iftar sofrası kurulur ve herkes otururdu. Çok geçmeden camilerden okunan ezan ile birlikte herkes lezzetli yemekleri paylaşır, neşeyle sohbet eder ve gülerdi.

Whatsapp Görsel 2024 03 18 Saat 17.29.17 0D06Ce6E

Tatlılar bittikten sonra aileler birbirlerini ziyarete gider ya da en sevdikleri Ramazan dizilerini izlemek için televizyonun karşısına geçerlerdi.

Gazze halkı için Ramazan gerçekten de yılın en özel zamanıydı. Ramazan ayında Gazze dünyanın en güzel yeriydi.

Ancak bugün biz, bu mübarek ayda huzur içinde ibadet etmenin tadını çıkaramıyoruz. Rengarenk ışıklar ve fenerler, ilahiler ve şarkılar yerini İsrail bombalarının patlama seslerine ve alevlerine bıraktı. Sokaklarda oynayan çocukların neşeli sesleri yerini bir başka İsrail bombardımanının ardından enkaz altında kalan insanların çığlıklarına bıraktı. Hayat dolu mahalleler mezarlıklara dönüştü. Camiler insanlarla dolup taşmıyor çünkü hepsi yıkılmış durumda. Sokaklar insanlarla dolup taşmıyor, çünkü hepsi molozlarla kaplı. İnsanlar iftar vaktinden sonra oruç tutmaya devam ediyor çünkü yiyecekleri ve suları yok.

Artık aileler birbirlerini sormak ve tebrik etmek için değil, ölenlerin yasını birlikte tutmak için bir araya geliyor. Mübarek Ramazan ayı başlarken, şehit üstüne şehit veriyoruz.

Dünya ise, İsrail’in sürdürmekte olduğu soykırıma izin vererek Filistin halkını terk etti. Bunun farkına varmak acımızı daha da arttırıyor.

İftardan sonra erkekler, kadınlar ve çocuklar hep birlikte teravih namazı kılmak için camilere gider, Kur'an-ı Kerîm ve dua sesleri Gazze'nin her yerine nüfûz ederdi. Ardından çocuklar için günün en neşeli zamanı gelir, anneler sadece mübarek Ramazan ayı boyunca yapılan meşhur tatlı qatayef'i (muhallebili taş kadayıf) hazırlardı.

Daily Ummah