Kara harekâtının son bir ya da iki ayında "sürüncemede" kelimesi yeniden ortaya çıktı. Ordudaki insanlar, dehşet içinde, bu kelimeyi kullanmayı bırakın diyor. Bu 18 yıllık dilsel travma hala bizimle.
 
Bu kelime, 34 gün süren 2006 Lübnan Savaşı sırasında televizyon stüdyolarında ve gazetelerde iyice yerleşmişti. O zaman ne kadar sabırsızdık; sadece iki buçuk hafta geçmişti ve her şey sürüncemede kalmış gibi görünüyordu. Bu kez, sonsuz sabrımıza rağmen gerçekten sürüncemede kaldık, özellikle geçtiğimiz ay. Ordu bile bunu istemeye istemeye kabul ediyor.
 
Bunun nedeni ordu tarafından sunulan ve kabine tarafından onaylanan stratejik yol haritası: Üç aşamadan oluşan ve bir yıl sürmesi düşünülen askerî taarruz. Halihazırdaki aşama olan 3. aşama için, şu an yapmakta olduğundan daha fazlasını yapmaya gücü yetmeyecek küçük bir birlik tahsis edildi. Han Yunus'taki çatışmalar üç aydır devam ediyor.
 
Elde edilen başarıları küçümsememekle birlikte şunu belirtmek lazım ki, Beyrut kuşatması iki ay sürmüştü. Son haftalarda sahada ve askeri liderler arasında yaşanan hayal kırıklığı çok büyük. Bir sıkışmışlık hissi var. Gazze'nin merkezindeki mülteci kamplarına ve güneydeki Refah'a operasyon düzenlemek için sahada yeterli sayıda asker yok, keza ateşkesi zorlayacak bir rehine anlaşması da mevcut değil.
 
Savaş kabinesi üyeleri Benny Gantz ve Gadi Eisenkot, ordunun bu sonu belli olmayan planına imza atarak hata yapmış olabileceklerini biliyorlar. Böyle bir plan, halkını normal bir düzene kavuşturmak isteyen modern bir Batı ülkesi için tasarlanmış gibi gözükmüyor. Bu planın gidişatı Hamas için ve ayrıca çıkarları sonsuz bir savaşı dikte eden bir başbakan için daha uygun. [Netanyahu’yu kastediyor. Bahsedilen kabine üyelerinin aynı zamanda Netanyahu’nun siyasi rakipleri olduğu unutulmamalı. ç/n]
 
Rehine anlaşmasıyla ilgili siyasi bir savaş sürüyor. Sızan bilgiler, Hamas'ın pozisyonunu sertleştirdiğinden bahsediyor. Ramazan ayına kadar bir uzlaşma sağlama niyeti olduğunu söyleyen Yahya Sinvar, her nasılsa birdenbire Ramazan ayında savaş istiyor(muş deniyor). Sızıntıların, Sinvar'ın niyetlerini her zaman çok iyi yorumlayabilen (!) "fantastik" istihbarat kaynaklarına dayandığı iddia ediliyor. Kısacası birileri İsrail kamuoyunu anlaşmayı reddetmeye hazırlıyor.
 
Gerçek ise biraz daha farklı. Hamas (müzakereleri üç ay boyunca durduran) en katı talebinden vazgeçti: Anlaşmanın, İsrail'in savaşı bırakıp Gazze Şeridi'nden çekilmesi taahhüdüyle başlaması. Buna karşılık, Paris’teki müzakere ekibinin, bütün maddeler için gerekenden biraz daha fazla değer vermesini bekledikleri de doğru.
 
Yani Hamas, her rehine için 10 mahkûm değil, belki 20 ya da daha fazla mahkûm istiyor. "Elleri kanlı" 15 mahkûmdan çok daha fazlasının serbest bırakılmasını istiyor [ABD’nin yaptığı anlaşma teklifine göre birden fazla sayıda insanın ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen 15 Filistinli mahkûmun da serbest bırakılacağı basına yansımıştı. Buna gönderme yapılıyor. ç/n]. Ayrıca yalnızca Gazze'nin şehir merkezinden değil, daha geniş kapsamlı bir çekilme istiyor. Ve erkeklerin de kuzey Gazze'ye dönmesine izin verilmesini bekliyor.
 
Bunlar İsrail için zor talepler. Ancak asıl soru şu: Eğer bu anlaşma masadaysa -aralarında beş askerin de bulunduğu 40 İsrailli rehineye (hepsi hayatta olabilir) karşılık, 30'u "eli kanlı" olmak üzere 800 Filistinli mahkûm ve Gazzelilerin kuzeye geniş çaplı dönüşü- İsrail bunu kabul etmeyecek mi? 2011'de kaçırılan asker Gilad Şalit için ödediğimiz bedel çok daha yüksekti. Bu anlaşmayı kabul etmek zorundayız. [Bahsedilen asker 2006 yılında Hamas mücahidleri tarafından sınır ötesi bir baskın sırasında ele geçirilmiş ve beş yıldan fazla süreyle tutsak alınmıştı. Ekim 2011 tarihindeyse İsrail’in elindeki 1027 Filistinli mahkûm karşılığında serbest bırakılmıştı. Bu mahkûmlar arasında, bugün İsrail’in köşe bucak aradığı Yahya Sinvar da vardı. ç/n]
 
Binyamin Netanyahu Kahire'deki görüşmelerden bu sonucun çıkması halinde içine düşeceği durumun farkında. Savaş kabinesindeki bakanların, hatta militan Yoav Gallant’ın ve kendisine sadık olan Ron Dermer'in bile bu konuda hemfikir olduğunu biliyor. Ayrıca; Gantz, Eisenkot ve ultra-Ortodoks lider Arye Dery de bir anlaşmanın gerekli olduğuna inanıyor.
 
Ordu da bunu istiyor; askerlerin dinlenmeye ihtiyacı var. Ancak böyle bir anlaşma Netanyahu için en önemli şey olan koalisyonu bir arada tutma -dolayısıyla aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich'i masada tutma- görevini başarısızlığa uğratacaktır. Belki de bu yüzden Netanyahu, -anlaşma için- rehinelerden hâlâ hayatta olanların isimlerini talep etmek gibi yeni koşullar icat ediyor [işi yokuşa sürmek istiyor. ç/n].
 
Aslında bu son koşul sadece medyada yer alıyor; kimse bunu resmen talep etmedi. Bu, Netanyahu'nun anlaşmayı kabul etmek zorunda kalacağı kritik ana kadar koalisyonunu korumanın bir yolu (mu?).

Gazeteci Ensar Çalışkan: Erdoğan'ın Gazze diplomasisi, Türkiye'de yeterince anlaşılmadı Gazeteci Ensar Çalışkan: Erdoğan'ın Gazze diplomasisi, Türkiye'de yeterince anlaşılmadı

Daily Ummah