Katar, savunma kapasitesini artırmak amacıyla beş yıl aradan sonra F-35 projesini yeniden gündeme getirdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan’a yönelik olumlu mesajlarının ardından hız kazanan bu hamle, Orta Doğu’daki stratejik dengeleri yeniden tartışmaya açtı. İsrail medyasına yansıyan haberlere göre, Tel Aviv yönetimi bölge ülkelerinin "görünmez" savaş uçaklarına sahip olmasını engellemek veya bu durumu kendi lehine dengelemek için Washington nezdinde yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor.
Bölgesel rekabet kızışıyor
Halihazırda Orta Doğu'da F-35 operasyonel yeteneğine sahip tek ülke olan İsrail, teknolojik üstünlüğünü korumak istiyor. Ancak Trump yönetiminin Suudi Arabistan’ı İsrail ile "eşit ortak" olarak konumlandırma ve "en üst düzey" ekipman sağlama vaadi, statükoyu bozmuş durumda.
Katar’ın yanı sıra Suudi Arabistan ve Türkiye de F-35 radarına giren diğer aktörler:
-
Suudi Arabistan: Savunma anlaşmalarıyla jetleri alma şansı en yüksek ülke olarak görülüyor.
-
Türkiye: Rus S-400 sistemleri nedeniyle programdan çıkarılmış olsa da, sistemleri iade ederek projeye geri dönmek için girişimlerini sürdürüyor.
İsrail’in "paket" hamlesi
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu hükümeti, komşu ve bölge ülkelerinin F-35 almasını engellemek için kulis yaparken, bir yandan da "niteliksel askeri üstünlüğünü" (QME) korumak için ABD’den yeni taleplerde bulunuyor.
İsrail’in olası bir satışa karşılık ABD’den isteyeceği paket şunları içeriyor:
-
Ek iki filo: Bir filo daha F-35 ve bir filo gelişmiş F-15I savaş uçağı.
-
Mühimmat desteği: En gelişmiş akıllı mühimmatlar ve ilgili savunma sistemleri.
Diplomatik gerilimler
Haberde dikkat çeken bir diğer nokta ise siyasi ilişkilerin silah ticaretine etkisi. Türkiye ile Suriye ve Filistin meseleleri üzerinden yaşanan gerilimin bir benzeri Katar ile yaşanıyor. Eylül ayında İsrail’in Doha’daki müzakerecilere yönelik saldırısı sonrası dibe vuran İsrail-Katar ilişkileri, bu uçak satışını sadece askeri değil, aynı zamanda yüksek profilli siyasi bir krize dönüştürüyor.




